6 Aralık 2016 Salı

Tarihi Ali Paşa Çarşısı

Edirne onu daha çok Kapalı Çarşı adıyla anar. Büyük Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın son dönemlerinde sadrazamlık yapmış Hersekli Semiz Ali Paşa tarafından 1569'da Mimar Sinan'a yaptırılmıştır.

Bir efsaneye göre Edirne dışındaki bir yerde yapılacak olan cami için gelir olması amacıyla yapılmıştır. Bir diğer amacı da kıymetli eşyalar satan tüccarların korunması için yaptırılmıştır.
Her gece bekçiler bekler kapılarında. 130 adet dükkan ve 6 adet kapısı vardır bu muhteşem yapının. Kemerleri kırmızı beyaz taştandır. 300 m uzunluğundaki çarşının dış duvarları kesme taşla örülüdür.


Her iki ucunda 1'er kapısı, ortada 2 tarafa da açılan ve ''orta kapı'' olarak bilinen kapıları ve Edirne'nin sembolü olan Saraçlar Caddesine açılan doğu yönlü 2 kapısı vardır. Tüm muhteşemliği ile Saraçlar Caddesine eşlik eder.

Çarşı esnafının güler yüzlülüğü, dostluğu, muhabbeti bitmek bilmez. Her sabah heyecanla açılır koca çarşının kapıları. Çevre şehirlerden ve komşu ülkeler Yunanistan ve Bulgaristan'dan gelen misafirleri ağırlar her gün. Hafta sonları çarşıda adeta iğne atsanız yere düşmez.

29 Eylül 1992 senesinde elektrik kontağından çıkan büyük bir yangınla harabeye dönmüş olan yapı birçok aileye de zor günler yaşatmıştır. 5 yıl süren onarımın ardından 1997 senesi Kasım ayında tekrardan hayata dönmüştür.

Yolunuz Edirne'ye düşerse, bu muhteşem yapıyı görmeden gitmeyin. Bu arada eğer Edirne'de bir arkadaşınızla buluşacaksanız, ''Orta Kapı''nın önü en kolay buluşma noktasıdır.


İyi gezmeler..


27 Haziran 2016 Pazartesi

Saraçlar Caddesi















Tarihi Saraçlar Caddesi, Edirne ile özdeşleşmiş yaşayan bir caddedir. Edirne'nin kalbidir Saraçlar. Burası Türkiye'nin dört bir yanından ve komşularımız Yunanistan ile Bulgaristan'dan gelen turistlerle adeta dolar taşar.
















2008 senesinde araç trafiğine kapatılıp sadece yayalara hizmet vermesinden sonra Edirne'nin yeni kültür ve sanat merkezi olmuştur. Konserler verilir, gösteriler düzenlenir, sergiler açılır Saraçlar'da. İstanbul için İstiklal Caddesi ne ise, Edirne için de Saraçlar Caddesi o'dur.


Saraçlarda kıyafet mağazalarından ayakkabıcılara, kuyumculardan telefonculara, pastanelerden meşhur Edirne şekerlemeleri satanlara arayıp da bulamayacağınız hiçbir şey yoktur. Ayrıca kalacak yer arıyorsanız, caddenin üzerinde ve yakın çevresinde birbirinden güzel ve ucuz oteller de bulabilirsiniz.




























Saraçlar Caddesine haftanın en az 1 günü mutlaka uğrarım diyen Edirneli sayısı hiç de az değildir. Çarşı olarak da geçer şehir minibüslerinde. Eğer Edirne'ye yabancıysanız, herhangi birisine ''Çarşıya nasıl giderim?'' diye sorduğunuzda size Saraçlar Caddesini tarif edeceğine emin olabilirsiniz.

Tarihi Alipaşa Çarşısı (Kapalı Çarşı) da Saraçlar Caddesinde yer alır. Tarihi çarşının içinde 130 adet mağaza ve 6 tane de kapı vardır. Orta kapısından girerseniz (PTT'nin tam karşısı), Kapalı Çarşının arkasına geçersiniz. Burada da birbirinden güzel yiyecekler yapan ciğerciler ve köfteciler bulabilirsiniz.  
(Alipaşa çarşısının tarihçesine ve içeriğine başka bir yazıda detaylı değineceğim için şimdilik bu kadarla yetiniyorum)


Balıkpazarı'nın yolu da Saraçlarla kesişir. Burada, mevsiminde olan her türlü balığı bulabilirsiniz..




















Nasıl Gidilir?















Orduevinin karşısından, ışıklardan, sola aşağıya inip aracınızı park edecek bir yer bulabilirsiniz. Buralarda hem Belediye'ye ait yol kenarı otoparkları hem de özel otoparklar bulabilirsiniz. Aracınızı güvenle bırakabilirsiniz.




















Daha sonra kısa bir ara sokak geçişiyle Tahmis Meydanına ulaşırsınız.

















Tahmis Meydanı Edirne'nin yeme içme cennetidir adeta. Eğer acıkmışsanız birbirinden lezzetli yiyecekler yapan ciğerciler, köfteciler, pizzacılar, fast-food zinciri mağazalar, sulu yemek yerleri bulabilirsiniz. Meydandaki mis gibi ciğer kokusunu yazıyı yazarken de duyar gibiyim.
















Tahmis Meydanından yürümeye devam ederseniz, az sonra Saraçlar Caddesine ulaşırsınız.. İşte Saraçlar Caddesi tüm güzellikleriye orada sizi bekliyor.




Keşfetmek size kalmış.



Keyifli ve neşeli gezmeler..
































20 Haziran 2016 Pazartesi

Kırkpınar Yağlı Güreşleri





















Bir Edirne klasiğidir Kırkpınar. Dünyanın dört bir yanından gelen insanlarla şenlenir meydanlar. Bu güzel şehrin güzel insanlarının misafirperverliği ile güzelliğine güzellik katar Edirne.


Tatlı bir koşuşturmaca başlar Kırkpınarın olduğu ay, Edirne'de. Okullar kapansa da, yaz tatili başlamaz Kırkpınar bitmeden Edirneli için. Asıl tatil ondan sonra başlar.






Bir ''Başpehlivan'' bir de ''Ağa'' seçilir her sene. Gururla dolaşırlar Er Meydanında. Kıspetler giyilir, yiğitler yağlanır. Haydi çalsın davullar zurnalar, başlasın Peşrev (Güreşe hazırlık için pehlivanların ellerini vurarak meydanda dolaşmaları). Peşrevde 3 ileri ve 3 kez de geri gidilir. Sol diz ile çökülür ve önce sağ el yere-dize-dudağa-alına 3 kez değdirilir. Daha sonra ''Haydi Bre pehlivan'' diye naralar atılır, karşılıklı paçalar yoklanır, sırtlar sıvazlanır, enseler bağlanır ve güreş başlar. 






654 yıllık gelenek, Sarayiçi'nde yapılır. Edirne'nin ikinci sarayı Saray-ı Cedid-i Amire'nin(Yeni Saray) bulunduğu alandır Sarayiçi. Tunca Nehri'nin 2 kolu arasında bulunan saray alanından günümüze Mutfak (Matbah-ı Amire), Adalet Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, IV. Mehmet'in Av Köşkü ile Cihannüma Kasrı'nın ve Babüssaade kapısının bir bölümleri, kent ile bağlantı sağlayan Kanuni ve Fatih Köprüleri gelmiştir. Bugün piknik alanı ve Geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri ile Hıdrellez-Kakava Şenliklerinin yapıldığı yer olarak kullanılmaktadır.




Selimiye Camii'nin yanından aşağıya doğru ilerlerken kaşınıza çıkan tabelalar, doğru yöne gittiğinizin habercisidir.























Kanuni Köprüsünden Sarayiçine bakarken fotoğraf çekmeyi unutmayın derim. Tarih kokan bu güzelliği her yerde bulamazsınız.






1346 senesinde Orhan Gazi, Rumeli seferi yaparken Bizans'ın elinde bulunan Domuzhisar'ı ele geçirirler. Tüm Hisarların ele geçmesinden sonra sefer yapan öncü birlik geri dönerken Yunanistan'ın Samona adı verilen bölgesinde mola verirler. 40 cengaver yiğit burada güreşe tutuşurlar. İsimlerinin Ali ve Selim olduğu rivayet edilen 2 yiğit bir türlü yenişemezler. Daha sonra Hıdrellez'de Edirne'nin Ahiköy çayırlarında tekrar güreşe tutuşurlar. Ancak yine yenişemezler ve orada can verirler. Arkadaşları onları orada bir incir ağacının altına gömerler. Yıllar geçer, ziyaretlerine gelirler. Pehlivanların mezarlarının olduğu yerde gür bir pınar görürler. Zamanla halk arasında orasının adı ''Kırkpınar'' olarak günümüze gelir.Osmanlı Sultanı I. Murat, Edirne'de ''Güreşçiler Tekkesi'' kurmuş ve her sene güreş yapılması gelenek haline gelmiştir.

    
Resim yazısı ekle






















Edirne'de kırmızı dipli bir mum size verilmişse eğer, Kırkpınara davetlisiniz demektir. Haydi bu heyecana ortak olun. 

Keyifli ve neşeli gezmeler...